Terkip Adı: Dehr (İnsan) Suresi Hüddamı
Terkip Amacı: Rüyada sırları öğrenme, sorulara cevap alma
Terkip Niyet: Niyet ettim Rüyalarımın açılması, gizlinin, sırların bana aşikar olması, sebeplerin, hakikatın gösterilmesi ve sorularımın cevaplanması için okumaya
Okuma gün ve zamanı: Her gün Sabaha Karşı veya Akşam Yatsı Arası (40 Gün) Terkibi Düzenle

Estağfirullâh Yâ Rabbel arşıl aziym.
Estağfirullâh Yâ Rabbel arşıl kerîm.
Estağfirullâh Yâ Rabbel âlemiyn.
Allâhümme salli alâ seyyidina Muhammedin biadedi ilmike.

Yâ HÛ yâ men HÛ, Lâ ilâhe illâ HÛ,
Entel Hayyul Kayyûm ve lâ şeriyke lek ve lekel mülkü ve lekel hamdü ve inneke alâ külli şey'in kadir.
Yâ Hannân yâ Mennân Yâ Bedî'es semâvâti vel ardı yâ Zül' Celâli vel' İkrâm, Eşhedü en lâ ilâhe illAllâhul Ehadus Samedulleziy. lem yelid ve lem yûled ve lem yekün leHÛ küfüven ehad.

1 قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ
2 اللَّهُ الصَّمَدُ
3 لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
4 وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ

1 Kul huvallâhu ehad(ehadun)
2 Allâhus samed(samedu)
3 Lem yelid ve lem yûled
4 Ve lem yekun lehu kufuven ehad(ehadun)

1 1-De ki: “O Allah, Bir’dir (Tek’tir).
2 2-Allah Samed’dir (herşey O’na muhtaçtır, O, hiçbir şeye muhtaç değildir)
3 3-O, doğurmadı ve doğurulmadı
4 4-Ve O’nun bir dengi olmadı (olamaz)

1 قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ
2 مِن شَرِّ مَا خَلَقَ
3 وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
4 وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ
5 وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ

1 Kul eûzu bi rabbil felak(felakı)
2 Min şerri mâ halak(halaka)
3 Ve min şerri gâsikın izâ vekab(vekabe)
4 Ve min şerrin neffâsâti fîl ukadi
5 Ve min şerri hâsidin izâ hased(hasede)

1 1-De ki: “Ben, Felâk’ın Rabbine sığınırım.
2 2-Yarattıklarının şerrinden
3 3-Ve karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden
4 4-Ve düğümlere üfleyenlerin şerrinden
5 5-Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden

1 قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ
2 مَلِكِ النَّاسِ
3 إِلَهِ النَّاسِ
4 مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ
5 الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ
6 مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ

1 Kul eûzu bi rabbin nâs(nâsi)
2 Melikin nâs(nâsi)
3 İlâhin nâs(nâsi)
4 Min şerril vesvâsil hannâs(hannâsi)
5 Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs(nâsi)
6 Minel cinneti ven nâs(nâsi)

1 1-De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.
2 2-İnsanların melikine (mâlikine)
3 3-İnsanların İlâhı’na (sığınırım)
4 4-Hannasın vesveselerinin şerrinden
5 5-Ki o (hannas), insanların göğüslerine vesvese verir
6 6-İnsanlardan ve cinlerden (insanların Rabbine, Meliki’ne ve İlâhı’na sığınırım)

1 بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
2 الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
3 الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
4 مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ
5 إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
6 اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ
7 صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ

1 Bismillâhir rahmânir rahîm
2 El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne)
3 Er rahmânir rahîm(rahîmi)
4 Mâliki yevmid dîn(dîne)
5 İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu)
6 İhdinâs sırâtel mustakîm(mustakîme)
7 Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne)

1 1-Rahmân ve rahîm olan Allah'ın ismi ile
2 2-Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır
3 3-Rahmân’dır, Rahîm’dir
4 4-Dîn gününün mâlikidir
5 5-(Allah'ım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (mürşidimizi) isteriz
6 6-(Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e hidayet et (ulaştır)
7 7-O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil

ALLAHIM;
Senin rızan için az önce okumuş olduğum sure ayet ve duaları;

başta sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) efendimiz olmak üzere; Hz. Adem A.S. dan beri göndermiş olduğun bütün peygamberlerin ve onları yoldaş edinenlerin,
4 Büyük Meleğin ve yaratılmış olan tüm Meleklerin, 4 Büyük Kitabın, 4 Büyük Halifenin, 4 Büyük Mezhep İmamının, 7 günün, 7 gezegenin, 12 burcun, 12 ayın, 4 mevsimin, 4 yönün ve 4 yönün rüzgârlarının, Arşın, Kürsünün, 7 kat yerin, denizlerin ve semanın,

Ashab-ı kiramın, Ashabı Uhudun, Ashabı Bedirin, Ashabı Kefhin, Ashabı güzin hazeratının, Ehli Beytin, 12 tarikat meşayıhlarının ervahını, Hz. Mehdinin, İlyas (a.s)'ın, İbni Sina'nın, Hızır Aleyhisselam'ın, Lokman Hekim'in, Veysel Karani'nin, Muhittin Arabi'nin, Hasan-i Şahseli'nin, İmam-ı Şibli’nin, Seyyid Süleyman El Hüseyni’nin, Abdülkadir Geylani'nin, İmam-ı Gazali’nin, Emir Sultan'ın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Mevlan'nın, Şems'in, Ümmü Selemenin, Ladikli Seydi Ahmed'in ve Muğlalı Şahidi'nin, Battalgazideki Hasan Basri'nin, üç kardeşlerde, beş kardeşlerde, kırklarda yatanların, (............) adını bilmediğim ve bilipte hatırlamadığım bil cümle evliyaullahın ve yine katında makbul, arif, salih, veli ve sıddık kulların ile ahirete göç etmiş ve havas ilminde hayırla yüksek makamlara gelmiş zatların,

Mekke-i Mükerreme'nin, Medine-i Münevvere'nin, Kabe-i Muazzama'nın, Mescid-i Haram'ın, Mescid-i Kuddüs'ün, Mescid-i Aksa'nın, Arafat’ın, Merve’nin, Safa’nın, Hacerülesvetin, Hz. İbrahim'in Makamının ve katında kutsal olan tüm mekanların, yerlerin,

Gökte ve yerde, bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerde insi, cinni, ruhanilerden ve canlı cansız tüm yarattıklarından; sevdiklerinin, hoşnut olduklarının, rahmet ettiklerinin, cennete koyduğun ve koyacaklarının,

Güzel dinimiz ve vatanımız için senin yolunda savaşmış tüm komutan ve askerlerin ve rahmetine kavuşmuş şehitlerimizin,
Benim ve ailemin Hz. Adem A.S. a kadar bil cümle gelmiş geçmiş meftalarımızdan, topraklar altında hak ile yeksan olmuş, dünyada kimi kimsesi kalmamışlardan, isimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş, gariplerden, acizlerden ve dua bekleyenlerden iman etmiş olanların,

Benim, eşimim, çocuklarımızın, ana, baba ve kardeşlerimiz ile hepimizin eş ve çocuklarının,

senin emir ve müsaadenle bize yardım ve hizmet eden ve bu okuduklarımı duyup dinlemeye gelen, davetlerime icabet eden, bu ve okuduğum diğer duaları bize tavsiye eden, Kur'anı Kerim ve senin katında kutsal olan mekanların hizmetinde olan tüm yarattıklarının,

üzerlerine havale ederek hasıl olan sevabı ruhlarına ve ruhaniyetlerine bağışladım Ya Rabbim,

Senin bilinen ve bilinmeyen yüce isim ve sıfatlarının, peygamberler peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) efendimizin, KUR'AN-I KERİM’in nuru ve azametinin, sevdiklerinin, evliyaların, şuhedaların, sıddıkların hürmetine izzeti şerefinde kabul ve makbul ihsan eyle, her birini ayrı ayrı hissedar eyle YA RABBİ.

Ey sesleri işiten, duaları kabul eden, gizli ve aşikâreyi bilen Allah'ım.
Fatiha, Bakara, En'âm ve Kâf, hâ, yâ, ayn, sâd hakkı için, az önce okuduklarımın ve sevabını bağışladığım bu mübarek zatların ve mübarek yerlerin aşkı ve yüzü suyu hürmetine, okumuş olduğum ve okuyacağım sure, ayet, dua, zikir ve esmalardan sen haberdar ol, izzeti dergâhında kabul ve makbul ihsan eyle, Lütfunla hemen bu saatte hâcetlerimi gider, dileklerimi yerine getir, Ya Erhamürrâhimîn olan Allah'ım.

Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahîm.
Sübhanallahü ve'l-hamdü lillahi ve lâ ilâhe illallahü ve'llahü ekber.
Ve lâ havle ve lâ kuvvee illâ billahi'l-aliyyi'l-azim.

1 هَلْ أَتَى عَلَى الْإِنسَانِ حِينٌ مِّنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْئًا مَّذْكُورًا
2 إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمِيعًا بَصِيرًا
3 إِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا
4 إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَلَاسِلَا وَأَغْلَالًا وَسَعِيرًا
5 إِنَّ الْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِن كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
6 عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا
7 يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطِيرًا
8 وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا
9 إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمْ جَزَاء وَلَا شُكُورًا
10 إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا
11 فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
12 وَجَزَاهُم بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَرِيرًا
13 مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا
14 وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا
15 وَيُطَافُ عَلَيْهِم بِآنِيَةٍ مِّن فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا
16 قَوَارِيرَ مِن فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا
17 وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا
18 عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّى سَلْسَبِيلًا
19 وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا
20 وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا
21 عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا
22 إِنَّ هَذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاء وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا
23 إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ تَنزِيلًا
24 فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ آثِمًا أَوْ كَفُورًا
25 وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
26 وَمِنَ اللَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا
27 إِنَّ هَؤُلَاء يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا
28 نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا أَمْثَالَهُمْ تَبْدِيلًا
29 إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا
30 وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا يُدْخِلُ مَن يَشَاء فِي رَحْمَتِهِ
31 يُدْخِلُ مَن يَشَاء فِي رَحْمَتِهِ وَالظَّالِمِينَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا

1 Hel etâ alâl insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâ(mezkûran)
2 İnnâ halaknâl insâne min nutfetin emşâcin nebtelîhi fe cealnâhu semîan basîrâ(basîran)
3 İnnâ hedeynâhus sebîle immâ şâkiran ve immâ kefûran
4 İnnâ a’tednâ lil kâfirîne selâsile ve ağlâlen ve seîrâ(seîran)
5 İnnel ebrâra yeşrabûne min ke’sin kâne mizâcuhâ kâfûrâ(kâfûran)
6 Aynen yeşrabu bihâ ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ(tefcîran)
7 Yûfûne bin nezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhu mustetîrâ(mustetîran)
8 Ve yut’imûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâ(esîran)
9 İnnemâ nut’imukum li vechillâhi lâ nurîdu minkum cezâen ve lâ şukûrâ(şukûran)
10 İnnâ nehâfu min rabbinâ yevmen abûsen kamtarîrâ(kamtarîran)
11 Fe vekâhumullâhu şerra zâlikel yevmi ve lakkâhum nadraten ve surûrâ(surûran)
12 Ve cezâhum bimâ saberû cenneten ve harîrâ(harîran)
13 Muttekiîne fîhâ alâl erâiki, lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâ(zemherîran)
14 Ve dâniyeten aleyhim zılâluhâ ve zullilet kutûfuhâ tezlîlâ(tezlîlen)
15 Ve yutâfu aleyhim bi âniyetin min fıddatin ve ekvâbin kânet kavârîrâ
16 Kavârîra min fıddatin kadderûhâ takdîrâ(takdîran)
17 Ve yuskavne fîhâ ke’sen kâne mizâcuhâ zencebîlâ(zencebîlen)
18 Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâ(selsebîlen)
19 Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ raeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûran)
20 Ve izâ raeyte semme raeyte naîmen ve mulken kebîrâ(kebîran)
21 Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddatin, ve sekâhum rabbuhum şarâben tahûrâ(tahûran)
22 İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ( meşkûran)
23 İnnâ nahnu nezzelnâ aleykel kur’âne tenzîlâ(tenzîlen)
24 Fasbir li hukmi rabbike ve lâ tutı’ minhum âsimen ev kefûrâ(kefûran)
25 Vezkurisme rabbike bukraten ve asîlâ(asîlen)
26 Ve minel leyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavîlâ(tavîlen)
27 İnne hâulâi yuhıbbûnel âcilete ve yezerûne verâehum yevmen sekîlâ(sekîlen)
28 Nahnu halaknâhum ve şedednâ esrahum, ve izâ şi’nâ beddelnâ emsâlehum tebdîlâ(tebdîlen)
29 İnne hâzihî tezkiratun, fe men şâettehaze ilâ rabbihî sebîlâ(sebîlen)
30 Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), innallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen)
31 Yudhilu men yeşâu fî rahmetihî, vez zâlimîne eadde lehum azâben elîmâ(elîmen)

1 1-İnsanın üzerinden, henüz “anılmaya değer bir şey” değilken,(anılmaya değer bir varlık olana kadar) uzun bir zaman geçmedi mi? (ilk defa tek hücre olarak yaratılmasının üzerinden,anılmaya değer bir varlık haline gelmesine, doğmasına kadar geçen süre
2 2-Muhakkak Biz, insanı (iki hücrenin) birleşimi olan bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işiten, gören (bir varlık) kıldık
3 3-Muhakkak ki Biz, onu (Allah’a ulaştıran) yola hidayet ettik. Fakat o, ya (Allah’a ulaşmayı diler) şükreden olur, ya da (Allah’a ulaşmayı dilemez) küfreden olur
4 4-Muhakkak ki Biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli ateş hazırladık
5 5-Muhakkak ki ebrar olanlar, içinde kâfur bulunan kadehlerden içecekler
6 6-Allah’ın kulları, içtikleri o pınarı, fışkıra fışkıra (gürül gürül) akıtırlar
7 7-Nezirlerini (adaklarını) ifa ederler (yerine getirirler). Ve şerri (heryere) yayılan günden korkarlar
8 8-Ve sevdiği taamı (yemeği), miskinlere (fakir ve yoksullara), yetimlere ve esir olanlara yedirirler
9 9-Biz sadece Allah’ın vechi için sizi doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz
10 10-Muhakkak ki biz, yüzlerin asık olduğu, belâlı, zor günde Rabbimizden korkuyoruz
11 11-Oysa Allah, onları işte böyle bir günün şerrinden korudu. Ve onları, pırıl pırıl bir yüze ve surura (sevince) kavuşturdu
12 12-Ve sabırlarından dolayı onları cennetle ve ipek elbiselerle mükâfatlandırdı
13 13-Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş (şiddetli sıcak) ve şiddetli dondurucu soğuk görmezler
14 14-Onun (ağaçlarının) gölgesi, onların üzerine yakındır. Ve onun (olgunlaşmış) meyveleri emre hazır olarak yaklaştırılmıştır
15 15-Ve gümüşten kaplar ve billur kadehler ile onların etrafından dolaşılır
16 16-Gümüşten kadehler ki onların miktarını belirlemişlerdir
17 17-Ve orada, muhtevası zencefil olan kadehler sunulur
18 18-Orada “selsebîl” diye isimlendirilen bir pınar vardır
19 19-Ve ölümsüz genç delikanlılar onların etrafında dolaşırlar. Sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın
20 20-Ve baktığın zaman orada ni’metler, büyük bir mülk ve saltanat görmüş olursun
21 21-Onların üstlerinde yeşil ince ipekten ve işlenmiş atlastan elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rab’leri onlara temiz (lezzetli) içecekler (şaraplar) sundu
22 22-Muhakkak ki bu, sizin mükâfatınız oldu. Ve sizin çabalarınız teşekküre lâyık olmuştur (takdir edilmiştir)
23 23-Muhakkak ki Biz, Biz sana Kur’ân’ı, tenzil ederek (âyet âyet) indirdik
24 24-Artık Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan kâfir veya günahkâr olanlara itaat etme
25 25-Ve Rabbinin ismini sabah ve akşam zikret
26 26-Ve artık, gecenin bir kısmında O’na secde et. Ve geceleyin uzun uzun O’nu tesbih et
27 27-İşte onlar, muhakkak ki çabuk geçen (dünya hayatını) seviyorlar. Zor, çetin günü arkalarına atıyorlar (umursamıyorlar)
28 28-Onları Biz yarattık. Ve bağlarını Biz kuvvetlendirdik. Ve dilediğimiz zaman onları emsalleri ile değiştiririz
29 29-Muhakkak ki bu bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol ittihaz eder (edinir)
30 30-Ve Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Muhakkak ki Allah; Alîm’dir, Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir)
31 31-O dilediği kişiyi, rahmetinin içine dahil eder. Ve zalimler, onlar için elîm azap hazırladı

1 هَلْ أَتَى عَلَى الْإِنسَانِ حِينٌ مِّنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْئًا مَّذْكُورًا (76/1)
2 إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمِيعًا بَصِيرًا (76/2)
3 إِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا (76/3)
4 إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَلَاسِلَا وَأَغْلَالًا وَسَعِيرًا (76/4)
5 إِنَّ الْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِن كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا (76/5)
6 عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا (76/6)
7 يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطِيرًا (76/7)
8 وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا (76/8)
9 إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمْ جَزَاء وَلَا شُكُورًا (76/9)
10 إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا (76/10)
11 فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا (76/11)
12 وَجَزَاهُم بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَرِيرًا (76/12)
13 مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا (76/13)
14 وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا (76/14)
15 وَيُطَافُ عَلَيْهِم بِآنِيَةٍ مِّن فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا (76/15)
16 قَوَارِيرَ مِن فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا (76/16)
17 وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا (76/17)
18 عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّى سَلْسَبِيلًا (76/18)
19 وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا (76/19)
20 وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا (76/20)
21 عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا (76/21)
22 إِنَّ هَذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاء وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا (76/22)
23 إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ تَنزِيلًا (76/23)
24 فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ آثِمًا أَوْ كَفُورًا (76/24)
25 وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (76/25)
26 وَمِنَ اللَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا (76/26)
27 إِنَّ هَؤُلَاء يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا (76/27)
28 نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا أَمْثَالَهُمْ تَبْدِيلًا (76/28)
29 إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا (76/29)

1 (İnsân 76/1) Hel etâ alâl insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâ(mezkûran)
2 (İnsân 76/2) İnnâ halaknâl insâne min nutfetin emşâcin nebtelîhi fe cealnâhu semîan basîrâ(basîran)
3 (İnsân 76/3) İnnâ hedeynâhus sebîle immâ şâkiran ve immâ kefûran
4 (İnsân 76/4) İnnâ a’tednâ lil kâfirîne selâsile ve ağlâlen ve seîrâ(seîran)
5 (İnsân 76/5) İnnel ebrâra yeşrabûne min ke’sin kâne mizâcuhâ kâfûrâ(kâfûran)
6 (İnsân 76/6) Aynen yeşrabu bihâ ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ(tefcîran)
7 (İnsân 76/7) Yûfûne bin nezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhu mustetîrâ(mustetîran)
8 (İnsân 76/8) Ve yut’imûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâ(esîran)
9 (İnsân 76/9) İnnemâ nut’imukum li vechillâhi lâ nurîdu minkum cezâen ve lâ şukûrâ(şukûran)
10 (İnsân 76/10) İnnâ nehâfu min rabbinâ yevmen abûsen kamtarîrâ(kamtarîran)
11 (İnsân 76/11) Fe vekâhumullâhu şerra zâlikel yevmi ve lakkâhum nadraten ve surûrâ(surûran)
12 (İnsân 76/12) Ve cezâhum bimâ saberû cenneten ve harîrâ(harîran)
13 (İnsân 76/13) Muttekiîne fîhâ alâl erâiki, lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâ(zemherîran)
14 (İnsân 76/14) Ve dâniyeten aleyhim zılâluhâ ve zullilet kutûfuhâ tezlîlâ(tezlîlen)
15 (İnsân 76/15) Ve yutâfu aleyhim bi âniyetin min fıddatin ve ekvâbin kânet kavârîrâ
16 (İnsân 76/16) Kavârîra min fıddatin kadderûhâ takdîrâ(takdîran)
17 (İnsân 76/17) Ve yuskavne fîhâ ke’sen kâne mizâcuhâ zencebîlâ(zencebîlen)
18 (İnsân 76/18) Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâ(selsebîlen)
19 (İnsân 76/19) Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ raeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûran)
20 (İnsân 76/20) Ve izâ raeyte semme raeyte naîmen ve mulken kebîrâ(kebîran)
21 (İnsân 76/21) Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddatin, ve sekâhum rabbuhum şarâben tahûrâ(tahûran)
22 (İnsân 76/22) İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ( meşkûran)
23 (İnsân 76/23) İnnâ nahnu nezzelnâ aleykel kur’âne tenzîlâ(tenzîlen)
24 (İnsân 76/24) Fasbir li hukmi rabbike ve lâ tutı’ minhum âsimen ev kefûrâ(kefûran)
25 (İnsân 76/25) Vezkurisme rabbike bukraten ve asîlâ(asîlen)
26 (İnsân 76/26) Ve minel leyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavîlâ(tavîlen)
27 (İnsân 76/27) İnne hâulâi yuhıbbûnel âcilete ve yezerûne verâehum yevmen sekîlâ(sekîlen)
28 (İnsân 76/28) Nahnu halaknâhum ve şedednâ esrahum, ve izâ şi’nâ beddelnâ emsâlehum tebdîlâ(tebdîlen)
29 (İnsân 76/29) İnne hâzihî tezkiratun, fe men şâettehaze ilâ rabbihî sebîlâ(sebîlen)

1 (76/1) İnsanın üzerinden, henüz “anılmaya değer bir şey” değilken,(anılmaya değer bir varlık olana kadar) uzun bir zaman geçmedi mi? (ilk defa tek hücre olarak yaratılmasının üzerinden,anılmaya değer bir varlık haline gelmesine, doğmasına kadar geçen süre
2 (76/2) Muhakkak Biz, insanı (iki hücrenin) birleşimi olan bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işiten, gören (bir varlık) kıldık
3 (76/3) Muhakkak ki Biz, onu (Allah’a ulaştıran) yola hidayet ettik. Fakat o, ya (Allah’a ulaşmayı diler) şükreden olur, ya da (Allah’a ulaşmayı dilemez) küfreden olur
4 (76/4) Muhakkak ki Biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli ateş hazırladık
5 (76/5) Muhakkak ki ebrar olanlar, içinde kâfur bulunan kadehlerden içecekler
6 (76/6) Allah’ın kulları, içtikleri o pınarı, fışkıra fışkıra (gürül gürül) akıtırlar
7 (76/7) Nezirlerini (adaklarını) ifa ederler (yerine getirirler). Ve şerri (heryere) yayılan günden korkarlar
8 (76/8) Ve sevdiği taamı (yemeği), miskinlere (fakir ve yoksullara), yetimlere ve esir olanlara yedirirler
9 (76/9) Biz sadece Allah’ın vechi için sizi doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz
10 (76/10) Muhakkak ki biz, yüzlerin asık olduğu, belâlı, zor günde Rabbimizden korkuyoruz
11 (76/11) Oysa Allah, onları işte böyle bir günün şerrinden korudu. Ve onları, pırıl pırıl bir yüze ve surura (sevince) kavuşturdu
12 (76/12) Ve sabırlarından dolayı onları cennetle ve ipek elbiselerle mükâfatlandırdı
13 (76/13) Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş (şiddetli sıcak) ve şiddetli dondurucu soğuk görmezler
14 (76/14) Onun (ağaçlarının) gölgesi, onların üzerine yakındır. Ve onun (olgunlaşmış) meyveleri emre hazır olarak yaklaştırılmıştır
15 (76/15) Ve gümüşten kaplar ve billur kadehler ile onların etrafından dolaşılır
16 (76/16) Gümüşten kadehler ki onların miktarını belirlemişlerdir
17 (76/17) Ve orada, muhtevası zencefil olan kadehler sunulur
18 (76/18) Orada “selsebîl” diye isimlendirilen bir pınar vardır
19 (76/19) Ve ölümsüz genç delikanlılar onların etrafında dolaşırlar. Sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın
20 (76/20) Ve baktığın zaman orada ni’metler, büyük bir mülk ve saltanat görmüş olursun
21 (76/21) Onların üstlerinde yeşil ince ipekten ve işlenmiş atlastan elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rab’leri onlara temiz (lezzetli) içecekler (şaraplar) sundu
22 (76/22) Muhakkak ki bu, sizin mükâfatınız oldu. Ve sizin çabalarınız teşekküre lâyık olmuştur (takdir edilmiştir)
23 (76/23) Muhakkak ki Biz, Biz sana Kur’ân’ı, tenzil ederek (âyet âyet) indirdik
24 (76/24) Artık Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan kâfir veya günahkâr olanlara itaat etme
25 (76/25) Ve Rabbinin ismini sabah ve akşam zikret
26 (76/26) Ve artık, gecenin bir kısmında O’na secde et. Ve geceleyin uzun uzun O’nu tesbih et
27 (76/27) İşte onlar, muhakkak ki çabuk geçen (dünya hayatını) seviyorlar. Zor, çetin günü arkalarına atıyorlar (umursamıyorlar)
28 (76/28) Onları Biz yarattık. Ve bağlarını Biz kuvvetlendirdik. Ve dilediğimiz zaman onları emsalleri ile değiştiririz
29 (76/29) Muhakkak ki bu bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol ittihaz eder (edinir)

وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا

يُدْخِلُ مَن يَشَاء فِي رَحْمَتِهِ

Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâhu, innallâhe kâne alîmen hakîmen Yudhilu men yeşâu fî rahmetihî,

Bitirirken: -vez zâlimîne eadde lehum azâben elîmâ.