KUR'AN-I KERİM VE TÜRKÇE MEALİ

Sadece bir ayeti dinlemek için ayet sayısı yazan simgesine de dokunabilirsiniz!
Toplam : Ayet, Okunan :
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Ikra’ bismi rabbikellezî halak(halaka)
Yaratan Rabbinin İsmi ile oku
-Okumak-Ayı-Rabbin-O-Yaratmak
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Halakal insâne min alak(alakın)
İnsanı bir alaktan (embriyodan) yarattı
-Yaratmak-İnsan-itibaren-
اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ
Ikra’ ve rabbukel ekrem(ekremu)
Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir
-Okumak-Ve Rabbin-
الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ
Ellezî alleme bil kalem(kalemi)
Ki O, kalem ile öğretti
-O-bilim-
عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Allemel insâne mâ lem ya’lem
İnsana bilmediği şeyleri öğretti
-bilim-İnsan-Ne-yapmadım-Bilmek
كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَى
Kellâ innel insâne le yatgâ
Hayır, muhakkak ki insan gerçekten azgınlık yapar
-ikisi birden-O-İnsan-
أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى
En raâhustagnâ
Kendini müstağni görmesi (Allah’a ve hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanması) sebebiyle
-O-Onu gördü-
إِنَّ إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَى
İnne ilâ rabbiker ruc’â
Muhakkak ki dönüş Rabbinedir
-O-ile-Rabbin-
أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى
E raeytellezî yenhâ
Nehyedeni (men edeni) gördün mü
-Gördün-O-
عَبْدًا إِذَا صَلَّى
Abden izâ sallâ
Bir kulu namaz kıldığı zaman
-Abda-eğer-
أَرَأَيْتَ إِن كَانَ عَلَى الْهُدَى
E raeyte in kâne alâl hudâ
Sen gördün mü? Eğer o (kul), hidayet üzere ise
-Gördün-O-O öyleydi-üzerine-Rehberlik
أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَى
Ev emera bit takvâ
Veya takvayı emretti ise
-veya-Emretmek-
أَرَأَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّى
E raeyte in kezzebe ve tevellâ
Sen gördün mü, eğer yalanladı ve yüz çevirdi ise
-Gördün-O-Yalan söylemek-Baktı
أَلَمْ يَعْلَمْ بِأَنَّ اللَّهَ يَرَى
E lem ya’lem bi ennellâhe yerâ
Allah’ın (onu) gördüğünü bilmiyor mu
-ağrı-Bilmek-O-Allah-görüldü
كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ
Kellâ le in lem yentehi le nesfean bin nâsıyeti
Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse, mutlaka Biz, onu perçeminden (alnından) yakalarız (sürükleriz)
-ikisi birden-Şimdi-yapmadım-O bitti--
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ
Nâsiyetin kâzibetin hâtıetin
Yalancı günahkâr alın
-Bir köşe-yalancı-
فَلْيَدْعُ نَادِيَه
Felyed’u nâdiyehu
Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın
-Bırakın-Nadia
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ
Se ned’uz zebâniyete
Biz yakında zebanileri çağıracağız
-Arayacağız-Zabanya
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ*
Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib. (SECDE ÂYETİ
Hayır! Ona itaat etme ve secde et ve (Allah’a) yakın ol
-ikisi birden-hayır-İtaat edildi--