أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ
E lem neşrah leke sadrake
Göğsünü senin için şerhetmedik mi (yarıp genişletmedik mi)
-ağrı-Açıklıyoruz-senin için-Göğsün
وَوَضَعْنَا عَنكَ وِزْرَكَ
Ve vedagnâ anke vizrake
Ve senden yükünü kaldırdık (kaldırmadık mı?)
-Bizi koyduk-Senin hakkında-
الَّذِي أَنقَضَ ظَهْرَكَ
Ellezî enkada zahrake
Ki o (yük) senin sırtını bükmüştü
-O-Yakalandım-
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ
Ve rafe’nâ leke zikrake
Ve senin için, zikrini yükselttik
-Bizi büyüttük-senin için-
فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا
Fe inne meal usri yusrâ(yusran)
O halde, muhakkak ki zorluk ve kolaylık beraberdir
-Bu yüzden-ile-Zorluk-Yusra
إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا
İnne meal usri yusrâ(yusran)
Muhakkak ki zorluk ve kolaylık beraberdir
-O-ile-Zorluk-Yusra
فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ
Fe izâ feragte fensab
Öyleyse boş kaldığın zaman hemen intisap et
-Bu yüzden-Boşalttım-
وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْ
Ve ilâ rabbike fergab
Ve öyleyse Rabbine rağbet et (O’nu öv, hamdet, zikret, tesbih et)
-Ve-Rabbin-