KUR'AN-I KERİM VE TÜRKÇE MEALİ

Sadece bir ayeti dinlemek için ayet sayısı yazan simgesine de dokunabilirsiniz!
Toplam : Ayet, Okunan :
وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى
Vel leyli izâ yagşâ
Örteceği zaman geceye andolsun
-Ve gece-eğer-Kaplama
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّى
Ven nehâri izâ tecellâ
Ve tecelli edeceği (aydınlanmaya başlayacağı) an gündüze
-Ve gün-eğer-
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى
Ve mâ halâkaz zekera vel unsâ
Ve erkeği ve dişiyi yaratana (andolsun)
-gesticülat-Yaratmak-Anma-Ve kadın
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى
İnne sa’yekum le şettâ
Muhakkak ki sizin çalışmalarınız (çabalarınız) gerçekten dağınıktır (çeşit çeşittir)
-O-Çabalarınız-
فَأَمَّا مَن أَعْطَى وَاتَّقَى
Fe emmâ men a’tâ vettekâ
Fakat kim verdi (infâk etti) ve takva sahibi oldu ise
-Gelince-itibaren-verilmiş-Ve korku
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى
Ve saddeka bil husnâ
Ve Hüsna’yı (Allah’ın Zat’ını görmeyi) tasdik etti ise
-Ve inanmak-İyi ile
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى
Fe se nuyessiruhu lil yusrâ
O zaman Biz ona, (Allah’ın Zat’ını kolayca görmesi) için kolaylık sağlayacağız
-O zaman yapabiliriz-Lysey
وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَى
Ve emmâ men bahıle vestagnâ
Ve fakat kim cimrilik etti ve kendini müstağni (hiçbir şeye muhtaç olmayan, zengin ve kendi kendine yeterli) gördü ise
-Veya-itibaren-kınamak-
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى
Ve kezzebe bil husnâ
Ve Hüsna’yı (Allah’ın Zat’ını görmeyi) yalanladı ise
-Ve yalan söyledi-İyi ile
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى
Fe se nuyessiruhu lil usrâ
O taktirde Biz, ona zor olanı (kötü akıbete götüren yolu) kolaylaştıracağız
-O zaman yapabiliriz-Zorluk için
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى
Ve mâ yugnî anhu mâluhû izâ teraddâ
Ve helâk olduğu zaman, malı ona fayda vermez
-gesticülat-Şarkı söylemek-onun hakkında-Onun parası-eğer-
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَى
İnne aleynâ lel hudâ
Muhakkak ki hidayete erdirmek mutlaka Bize aittir
-O-Biz-
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَى
Ve inne lenâ lel âhırate vel ûlâ
Ve muhakkak ki, evvel ve ahir elbette Bizimdir
-ve şu-bizim için-Son olarak-
فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّى
Fe enzertukum nâran telezzâ
İşte sizi yakıcılığı gittikçe artan bir ateşle uyardım
-Bu yüzden seni uyardım-Ateş-
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى
Lâ yaslâhâ illâl eşkâ
Ona çok şâkî olandan başkası yaslanmaz (atılmaz)
-hayır-Yükle-meğer ki-Ashqa
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى
Ellezî kezzebe ve tevellâ
O ki (çok şâkî olan), (Hüsna’yı) yalanladı ve yüz çevirdi
-O-Yalan söylemek-Baktı
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى
Ve se yucennebuhâl etkâ
Çok takva sahibi olan ise ondan (narı telazzadan) uzaklaştırılacak
-Kaçınılacak-Korku
الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّى
Ellezî yu’tî mâlehu yetezekkâ
O ki (en üst seviyede takva sahibi olan), malını verir, temizlenir
-O-Verilmiş-Onun parası-
وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَى
Ve mâ li ehadin indehu min ni'metin tuczâ
Ve (takva sahiplerinin), bir kimseye (malını vermesi), O’nun (Allah’ın) katında, “bir ni’met karşılığı olsun” diye değildir
-gesticülat-Hiç kimse-Sahip olmak-itibaren-nimet-Ödüllendirildi
إِلَّا ابْتِغَاء وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَى
İllâbtigâe vechi rabbihil a’lâ
O sadece, Yüce Rabbinin Vechi’ni (Zat’ını) ibtiga etti (diledi)
-meğer ki-Mazeret-Yüz-Rabbi-Yukarıdaki
وَلَسَوْفَ يَرْضَى
Ve le sevfe yerdâ
Ve o, yakında mutlaka razı olacak
-Döngü-Tatmin etmek